MİNERALLER VE TOKSİK (ZEHİRLİ) METALLER

MİNERALLER VE TOKSİK (ZEHİRLİ) METALLER
Son yıllarda kullanımları giderek artan ve gündeme oturan mineraller vücudumuzda birçok enzimatik süreçte rol alarak metabolik dengeyi sağlarlar. Selenyum, çinko,krom,bakır, magnezyum ve kobalt bunlardan başlıcaları olup,  vücuttaki eksiklikleri  kronik iltihabi lezyonlar,enfeksiyonlara eğilim,hafıza ve konsantrasyon bozuklukları ile değişik derecede motor bozukluklara yol açabilir.

Mineral eksiklikleri dışarıdan gıdalarla alım azlığına bağlı olabilieceği gibi,TOKSİK METALLERE maruziyet sonucu emilimleri bozularak da vücutta eksiklikleri görülebilir.

Sanayileşme ile artan çevre kirliliği,metal eşyaların hayatımıza girmesi ve raf ömrü uzun gıda tüketimi ile TOKSİK METALLERE maruziyet artmıştır.

Civa ,kurşun,aliminyum,arsenik,kadmiyum başta sayılan metaller yağlı dokularda birikerek insan vücuduna zehirli olabilmekte…

Bozulmuş barsak sağlığı (disbiyozis) ile hücrelere gerekli minerallerin emilimleri bozulurken, Toksik metallerin de vücuda girişleri artar.

Hücrelerimizdeki koruyucu metabolik süreçleri bozarak KRONİK İNFLAMASYON,ALLERJİ,OTOİMMÜN HASTALIKLAR ın gelişimini hızlandırırlar.Özellikle Civa ve aliminyum, başta sinir sistemi hastalıkları olmak üzere akciğer,böbrek ve sindirim sistemi hastalıklarının gelişiminde önemli rol alırlar.

En fazla yüksekliği görülen 4 toksik metal: Civa,nikel ,kadmiyum,kurşun olup bu metaller Selenyum,Çinko,Kalsiyum ve Magnezyum ile etkileşime girerek emilim ve görevlerini olumsuz etkilerler.Bu mineraller kanda normal düzeyde saptansalar bile TOKSİK METALLER varlığında görev yapamazlar.

Günümüzde hastalıklar oluşmadan etkenleri saptamak daha kolay hale gelmiştir.Toksik metal vücutta saptanarak ,kaynağı bulunup yok edilerse birçok hastalık önlenebilir.örn:civa içeren amalgam diş dolgularının çıkarılması, bazı balıkların tüketimine dikkat edilmesi vb…

MİDENİZİN GİZLİ DÜŞMANI HELİKOBAKTER PİLORİ

İlkez 1982 ‘de keşfedilen   Helikobakter  pilori isimli bakteri, insan mide ve on iki parmak bağırsağında çeşitli hastalıklara yol açan bir mikroorganizmadır. Temiz olmayan yemek ve sularla (özellikle şehir şebeke suları) , kötü çevre koşulları,   enfeksiyonlu    bireyin  tükrük ve mide salgıları ile (örneğin kirli endoskoplar) , bakterinin bulaşıcılığı artmaktadır.

Gelişmiş ülkelerde görülme sıklığı %20-50 iken, Ülkemizde her yüz kişinin %70-90’ında bu bakteri bulunmaktadır.

Helikobakter pilori, spiral şekilli ,  düşük oranda oksijen bulunan ortamlarda üreyebilen, salgıladığı enzimlerle, kendisine yaşama ortamı yaratan ve bulunduğu dokuda hastalık oluşturan bir mikroorganizmadır.   Mide ve- veya onikiparmak bağırsağına yerleşerek hastalık oluşturur. Salgıladığı  üreaz enzimi ile bazik bir ortam yaratarak Mide asidinden kendisini korur, proteaz ve sitotoksinlerle de doku hasarını başlatır.

MİDENİZİN GİZLİ DÜŞMANI HELİKOBAKTER PİLORİ       MİDE :  Büyük miktar yiyeceğin geçici olarak depolandığı , 1,5 – 4 litreye kadar sıvı tutabilen yiyeceklerin fiziksel ve kimyasal olarak parçalandığı bir organdır.Mide ve duodenum  (onikiparmak bağırsağı) iç yüzü  mukoza isimli bir örtüyle kaplıdır. Bu örtü sindirim sıvıları, hormonlar, hidroklorik asit,  mukus salgılayan hücreleri içerir. Helikobakter pilori bakterisi bu örtüdeki hücreler ile mukus salgısı arasına yerleşerek bazı enzimatik faaliyetler ile bulunduğu yerde  yangı (iltihap) oluşturarak mukoza bütünlüğünü bozar ve hastalık   oluşturur. Eğer yangı mide iç yüzünde ise gastrit, duodenum (onikiparmak bağırsağı) iç yüzünde ise duodenit (oniki parmak bağırsağında iltihap) oluşturur.

Bakteri hemen her zaman gastrit oluşturur. Bakteriyi taşıyanların %15’inde ise ülser (mide veya onikiparmak bağırsağında) oluşur. Özellikle çok fazla ağrı kesici, antiromatizmal ilaç, kan sulandırıcı ilaçlar ve kortizon  kullananlarda Helikobakter pilori bakterisi ülserin büyümesi ve ülsere bağlı kanamaların artışına sebep olmaktadır.

Helikobakter  pilori Dünya Sağlık örgütü tarafından 1994 ‘de mide kanseri için birinci derecede kanserojen olarak ilan edilmiştir. Mide kanseri, en sık görülen 4. kanser türüdür ve dünyada kanserden ölüm nedenleri içinde 2. sırada yer almaktadır. Mide lenfomaları da bu bakterinin sebep olduğu hastalıklar içinde yer almaktadır.

Helikobakter pilori , gastrit, ülser ve mide kanserleri  dışında aşağıdaki rahatsızlıklara da sebep olmaktadır:

  • Demir ve vitamin B12 eksikliği ve kansızlık
  • Kötü ağız kokusu.
  • Bazı cilt hastalıkları.
  • ITP ( idiopatik trombositopenik purpura) isimli kan hastalığı.
  • Ateroskleroz (damar sertliği)

Bakterinin midede kalış süresi uzadıkça , ilerleyen yıllarda bireyde hastalık görülme olsaılığı artmaktadır.Çocukluk yaşlarda bu bakterinin vücuda alınıp alınmadığına dikkat edilmeli ve mutlaka tam olarak tedavisi yapılmalıdır.

Bakteri nasıl tespit edilir ?

Karın üst kısmında rahatsızlık, yemek sonrası şişkinlik, gaz, bulantı, ağıza acı su gelmesi,şeklinde tarif edilen dispepsi varlığında , tıbbi muayene sonrası, pratik olarak nefes testi  veya dışkıda bakteri Antijen testi ile tespit edilir.Ayrıca endoskopik (gastroduodenoskopi) inceleme sırasında alınan doku örneklerinde de bakteri tespit edilmektedir.

Helikobakter pilori bakterisinin sebep olduğu hastalıklar içinde en önemlisi mide kanseridir. Mide kanseri için birinci derecede kanserojen Helikobakter  pilori olmakla beraber ayrıca ;

  • Tuzlu gıda tüketimi, ızgara et tüketimi, çiğ et, tütsülenmiş et tüketimi, sebze ve meyvenin az tüketilmesi ,
  • Daha önce midede ülser ve-veya polip saptanmış olması,
  • Pernisiyoz anemi (Atrofik gastrit zemininde gelişen B12 eksikliğine bağlı kansızlık),
  • A (+) kan grubuna sahip olmak,
  • Bazı genetik özellikler (BRCA1 -BRCA2 gen mutasyonları),
  • Birinci derecede akrabalarda mide kanseri görülmesi,
  • Sigara (günde 10 adet ve üstü)içilmesi,
  • Alkol tüketimi

mide kanserine yakalanma riskini arttırır.

 

Mide kanserleri çoğu kez erken evrede hiçbir semptom vermezler. Karın ağrısı, şişkinlik, iştahsızlık,kilo kaybı,erken doyma,kusma kansızlık, (özellikle erkekte demir eksikliği)ve yorgunluk şikayetleri ile başvurulduğunda hastalık ilerlemiş olmaktadır.

Kanserden nasıl  korunabilirsiniz?

  • Sigara ve alkol tüketiminizi sınırlandırın.
  • Katkı maddeli gıdaların tüketimini azaltın.
  • Hayvansal yağ ve kırmızı et tüketiminizi sınırlandırın.
  • Mutlaka düzenli egzersiz yapın.
  • Stresten ve aşırı yorgunluktan kaçının.
  • Günde 5-7 porsiyon taze sebze ve meyve tüketin.
  • Özellikle C ve D vitamininden zengin gıdaları sofranızdan eksik etmeyin (süt ürünleri,özellikle yoğurt, turunçgiller,kivi, brokoli).
  • Omega – 3’den zengin gıdaları ,(balık, ceviz,keten tohumu) haftada 3-4 defa tüketin.

UNUTMAYIN ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR . DÜZENLİ KONTROLLERDEN KAÇMAYIN.

KARIN AĞRISINI DİKKATE ALIN…

Ağrı, toplumumuzda en çok rastlanan şikayetlerden biri olup, KARIN AĞRILARI da herkesin yaşamı boyunca en az bir kez karşılaştığı bir durumdur. Doktora müracaat sıralamasına bakarsak, karın ağrısı ilk sırada yer almaktadır.

Karın ağrısı, süregelen organik veya fonksiyonel (işlevsel) bir bozukluğun habercisi olarak ortaya çıkan bir belirtidir. Çocuklarda ve yetişkinlerde karın ağrısına sebep olan hastalıklar farklılık gösterir.

karın ağrısı  Yetişkinlerde karın ağrısı şikâyeti değerlendirilirken, hastanın yaşı, ağrının süresi, yeri, şiddeti, eşlik eden diğer semptomlar ve hastanın sigara, alkol alışkanlığı, kullandığı ilaçlar (özellikle kan sulandırıcı ilaçların yolaçabileceği karın içi kanama), geçirdiği ameliyatlar, kronik bir hastalığı ( diyabet, hipertansiyon, dolaşım bozukluğu, karaciğer ve böbrek rahatsızlığı) olup olmadığı, birinci derece akrabalarda mevcut hastalıklar (örnek:Ailevi  Akdeniz Ateşi, sindirim sistemi kanserleri, rahim ve over kanserleri)  mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.

Detaylı muayene sonrası Tam Kan Sayımı, idrar tetkiki, dışkıda parazit ve gizli kan incelemeleri, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, ultrasonografi, elektrokardiyografi ve gereğinde kolonoskopi ve gastroskopi tetkikleri ile değerlendirilerek karın ağrısına neden olan hastalıklar tespit edilmektedir.

Karın ağrısı haftalar ve aylardır sürüyorsa , tekrarlıyorsa, şiddeti artıyorsa ve devamlılık gösteriyor ise KRONİK özelliktedir ve mutlaka detaylı incelenmelidir. Kronik karın ağrısına sebep olan hastalıkları sıralandırırsak;

  • Peptik ülser hastalığı
  • Mide kanserleri
  • Safra kesesi ve safra yolları hastalıkları
  • Karaciğer tümörleri
  • Pankreas hastalıkları (pankreas bezi iltihabi hastalıkları ve tümörleri)
  • İrritabl kolon sendromu (spastik kolon)
  • Kolon (kalın bağırsak) kanserleri
  • İnce bağırsak hastalıkları (enfeksiyon ve tümörleri)
  • Kronik bağırsak tıkanıkları
  • Tüberküloz peritonit (karın zarının tüberkülozu)
  • Böbrek tümörleri
  • Bağ dokusu hastalıklarında oluşan vaskulit (damar iltihabı)
  • Rahim ve yumurtalıkların enfeksiyon, kist ve tümörleri
  • Kurşun zehirlenmesi
  • Porfiri
  • Ailevi Akdeniz ateşi
  • Erkek üreme organlarının enfeksiyon ve tümörleri
  • Bağırsak parazitleri

Aniden yani, 6 saat içinde başlayan karın ağrısı AKUT özelliktedir ve birçok hastalığın belirtisi olabilir:

  • Akut gastroenterit (Viral veya bakteriyel bağırsak enfeksiyonları)
  • Akut apandisit
  • Akut kolesistit (Safra kesesinin iltihabı hastalığı)
  • Akut divertikülit (bağırsak duvarındaki keseciklerin iltihaplanması)
  • Akut pankreatit (pankreasın iltihabı hastalığı)
  • Akut bağırsak tıkanıklıkları
  • Peptik ülsere bağlı mide veya oniki parmak bağırsağının delinmesi
  • Yaşlı hastalarda karın şah damarının yırtılması ( aort diseksiyonu)
  • Böbrek veya idrar yollarında taş, enfeksiyon
  • Şeker hastalarında ketoasidoz gelişmesi durumu
  • Fıtık boğulması
  • Zona

Sadece karın boşluğundaki organlar değil akciğer iltihapları (zatüre), akciğer zarı iltihapları, kaburga kırıkları ve kalp krizleri de karın ağrısı yaratabilmektedir.

Karın ağrısı olan kişiler hangi durumlarda doktora başvurmalı?

  • Ani çıkan, şiddeti artan, tekrarlayıcı ve devamlı ağrılar
  • Ağrı ile birlikte nefeste kesilme, bayılma hissi, kusma ve yüksek ateş olması durumunda
  • Dışkıda kan görülmesi
  • Karında ağrılı bölgeye dokunulduğunda hassasiyet hissedilmesi
  • Karında gerginlik ve şişme olması, gaz ve dışkı çıkarmada güçlük

 

Farklı birçok hastalık karın ağrılarına sebep olabileceği için bilinçsiz bir şekilde ilaç almamak gerekiyor. Özellikle AĞRI KESİCİ İLAÇLARIN kullanılması hekim teşhisini zorlaştırmaktadır ve bazen ölümcül sonuçlara da yol açabilmektedir.